Batı Karadeniz’in Efes’i olarak bilinen Prusias ad Hypium Antik Kenti Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinden kalma çok sayıda tarihi eser bulundurmaktadır. Bu eserlerden en heybetlisi ve önemlisi de Roma döneminden kalma antik tiyatrodur. Prusias ad Hypium kentinin kaderi, 2019 yılında 65. Türkiye Hükümeti’nde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’da yapmış olan Dr. Faruk Özlü’nün Düzce Belediye Başkanı seçilmesi ile değişmiştir. Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, göreve gelir gelmez ele aldığı ilk konulardan birisi de Prusias ad Hypium’un antik tiyatrosunun kazısı meselesi olmuştur. Aslında antik tiyatro kazıları 2013 yılında başlamıştı. Ancak kazı çalışmalarının yıl içerisinde birkaç ay yapılması, ödenek yetersizliği ve çeşitli nedenlerle bazı yıllar da kazıların yapılamaması çalışmaların çok yavaş ilerlemesine neden olmuştur.
Dr. Faruk Özlü, yaptığı girişimler ile Konuralp antik tiyatrodaki kazı çalışmalarının 12 ay boyunca devam etmesini sağlamıştır. Kazı çalışmalarının 12 aya çıkarılmasının ardından hızla devam eden çalışmalar neticesinde her geçen gün tiyatronun heybetli görüntüsü daha belirgin hale gelmektedir. Yaz – kış devam eden kazılar neticesinde neredeyse her gün yeni tarihi parçalar bulunması biz Düzcelileri heyecanlandırmaktadır.
Biz Düzcelileri heyecanlandıran ve çok sevindiren başka bir konu da Konuralp bölgesinin 2022 yılının başında kentsel arkeolojik sit alanı olarak belirlenmesidir. Zira Konuralp’in; Göynük, Beypazarı, Safranbolu gibi bir şehir olmasının önü açılmıştır. Şüphesiz bu çalışmalar Düzce’nin tarihi ve turistik açıdan gelişimine büyük katkı sağlayacaktır. Biz Düzceliler Sayın Dr. Faruk Özlü’ye ne kadar teşekkür etsek azdır. 30-35 yıl sürebilecek kazılar kendisinin girişim ve gayretleri ile yaklaşık 2 yılda yapılmıştır. Bu hakikaten büyük bir başarıdır ve şuan kazıların devam ettiği antik tiyatro alanı, Türkiye`nin en hızlı devam eden kazı sahası unvanına sahiptir.
Değerli okurlar şimdi de Prusias ad Hypium kenti hakkında bilgi verelim. Bithynia’nın son kralı IV. Nikomedes’in vasiyeti ile Bithynia Roma eyaleti olmuştur. Bithynia’da bu tarihten itibaren Hellen kültürünün yerini Latin kültürü almaya başlamıştır. Latinleşmenin etkisi Bithynia şehirlerinde hızlı bir şekilde kendini göstermeye başlamıştır. Bu dönemde “Prusias Pros Hypios” ismi ile anılan ve Hellen kültürünü yaşayan Üskübü/Konuralp, Latinleşme ile birlikte “Prusias ad Hypium” ismini almış ve resmi yazışmalarda bu isim kullanılmaya başlanmıştır.
Roma, idari bir düzenleme ile M.Ö. 64 yılında Bithynia-Pontus Eyaleti tesis edilerek Düzce söz konusu eyalete bağlı bir bölge haline getirilmiştir.
Prusias’ın topografik yapısı ve bilinen bazı plan özelliklerine göre şehir iki bölümden oluşmaktadır. Savunması kolay olan Mons Hypium(Melen Dağı)’un yamacında yapılmış bir kale ile aşağı şehirden meydana gelmektedir. İdari yapılar, agora, antik tiyatro ve tapınak kale içinde bulunmaktadır. Aşağı şehir güney yönünde ovaya doğru gelişme göstermiştir. Ancak şehir günümüze kadar eski ana kent üzerinde gelişme gösterdiğinden yapı kalıntılarının büyük bir kısmı günümüzde modern yerleşmenin altında kalmıştır.
Tiyatro, sur duvarlarının bir kısmı ve su kemerleri gibi toprak üstünde kalan yapı kalıntıları modern yapılar ile iç içedir. Şehrin düşman saldırılarından korunması için antik dönemde surlar yapılmışsa da bu surların çok az bir kısmı günümüze kadar gelebilmiştir.
Roma döneminde 12 kabilenin yaşadığı Prusias ad Hypium, Roma imparatorları Septimus Severus, Caracalla, Hadrianus ve Elagabalus tarafından ziyaret edilmiştir. Roma dönemi boyunca Prusias ad Hypium’da canlı bir ticari hayat söz konusu olmuştur. Prusias ad Hypium halkının temel ekonomik faaliyeti ve en önemli gelir kaynağı tarımdır. Şehrin yanı başındaki verimli ova ve başta Hypios(Melen) ırmağı olmak üzere su kaynakları, tarım ve hayvancılık yapmak için fevkalade yeterlidir. Karadeniz ile bağlantısı bulunan Hypios ırmağı, Düzce ovasını verimli kılmasının yanı sıra, Prusias’ın deniz ile bağlantısını da sağlamıştır.
Pontos Euxeinos’un(Karadeniz) kıyısında bulunan Dia(Akçakoca) ve Herakleai Pontika(Ereğli)’ya Prusias’ın kuzeyinden dağları aşarak ulaşılan antik bir yol uzanmaktadır. Prusias’ın hâkimiyetinde olan Dia’da gemilerin yanaşabileceği küçük bir liman bulunmaktadır. Dia’nın bu küçük limanı, Prusias şehrinin iskelesidir ve Prusias’ın Karadeniz’e kıyısı bulunan diğer kentlere açılan ticaret kapısıdır. Günümüze kadar gelmeyi başaran yazıtlar da Prusias’ın Karadeniz kıyısındaki kentler ile sıkı ticaret bağı olduğu yazılıdır. Kentte mutlaka bazı atölye tipi üretim yapan işyerleri olmalıdır. Ancak bu işyerlerinin ne ürettikleri ve nasıl bir üretim gerçekleştirdikleri eldeki somut bilgi ve bulguyla ortaya koyulamamaktadır. Devam eden arkeolojik kazıların bu konudaki bilgileri arttıracağı muhakkaktır.
Kurulduğu dönemden günümüze kadar Prusias ve civarı büyük ormanlık alanlarıyla ünlüdür. Bu nedenle Hypios dağında ve Düzce ovasında yetişen ağaçlar Prusias’ın önemli gelir kaynaklarından birisi olmuştur. Roma İmparatorluk döneminde bastırılan çok sayıda Prusias kent sikkesi günümüze kadar gelmiştir. Bu Prusias kent sikkelerinin yanında görkemli kamu yapılarına ait çok sayıda mimari eser parçalarının da Prusias ad Hypium’un İS 2.-3. yüzyıllarda ekonomik olarak güçlü bir şehir olduğunu ortaya koymaktadır. Bu veriler ışığında şehrin özellikle Antoninus Pius ile Septimus Severus dönemleri arasında ekonomik açıdan en yüksek refah seviyesine ulaştığı söylenebilir.
Roma döneminden kalma ve günümüze ulaşmayı başarmış birçok eser, bugün şehrin içinde yaşamaya devam etmektedir. Tabak Çayı üzerindeki 3 kemerli ve 10 metre boyundaki Roma Köprüsü, ilk çağa ait surlardan kalan izler, halkın bugün “Kırkbasamak” dediği 3 kapılı tiyatro. Ayrıca Konuralp’teki müzede bölgeye ait birçok tarihi eser sergilenmektedir. Prusias ad Hypium ile ilgili olarak Roma dönemine ait ve şehrin sosyo-kültürel hayatı ile ilgili bilgi veren bir kitabeden beş yılda bir Augustus ve Antoninus şenliklerinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Yine Septimius Severus adına dikilmiş bir kitabe bulunmuştur. Bu kitabe Septimius Severus döneminde şehrin ona bağlılığını ifade etmeye yönelik olup söz konusu dönemde Niger ile Severus arasında ortaya çıkan iç savaşta Prusias’ın Severus’a destek verdiğini göstermektedir. Nitekim bu mücadelede özellikle Severus’un galibiyetinden sonra bağlılığın ifadesi olarak şehirde onun adına heykel, kitabe gibi eserlerin yaptırıldığı ve çeşitli festivaller düzenlendiği dikkati çekmektedir.